TÜRKİYE'DE TORPİL BİTMİYORSA,BİR SEBEBİ DE SENDİKALARDIR
TÜRKİYE'DE TORPİL BİTMİYORSA,BİR SEBEBİ DE SENDİKALARDIR
Hem kamuya girişte hem de kamuda iken görevde yükselme ve nakil işlemlerinin önemli bir kısmında kayırmacılık hakim... Siyaset ve bürokrasi arasındaki karmaşık ilişkiler, objektif bir sistemin kurulmasına imkan tanımıyor. Ama sistemin iyileştirilmesi için bir umut olan sendikalar da siyasetçiler gibi etkinlik peşinde olduğu için bir arpa boyu yol alınamıyor.
Bakanlıklarda yıllarca, "bize yakın" kişilerin müdür olarak atanması mücadelesi verildi. Sonuçta yargı sayesinde objektiflik hakim oldu ama onu da hayata geçirmemek için her türlü cinliği düşünüyoruz.
Bu süreç boyunca, yetkin ve etkin olduğunu düşünen sendikalar, siyasilerin yanlışlarını takip etmeseydi, Türkiye 5 yılını kaybetmezdi.
Yetkin ve etkin olduğunu düşünülen sendikalar, ne yazıkki, dün de bugün de, siyasetçilerin adımlarını takip etmektedir.
Siyaset, doğası gereği bürokrasiyi yönetmek ister. Aynı istek ve talep, sendikalarda da görülmektedir.
Yetkin ve etkin olduğu düşünülen sendikalar güç mücadelesine girip siyasetçilerin adımlarını takip etmese, ortak kamusal faydayı savunsa, adaletin hakim olduğu bir dünya daha yakın olurdu.
Şeytan her ne kadar zaman zaman beynimizi iğdiş etse de, amacımız; bize yakın kişilerin atanması mücadelesi değil, ehil kişilerin atanmasıma imkan sağlayacak "adaletin" hakim olduğu bir dünyanın kurulması mücadelesi olmalıdır.
Sendikacılar, bürokratlar ve siyasetçilerle poz verip, sorun çözüyormuş havası atmak yerine esas misyonları olan adalet mücadelesinin bayraktarlığını yapmalıdır.
Sık sık unutulsa da ara ara hatırlamakta fayda var: Güç talep etmek, güce tapınmak, bürokratik araçları ile insanları köleleştirmek, yönetiyoruz havası oluşturmak, Şeytanın adımlarıdır.
Eklenme : 20 Mart 2013
Bugün Tekil Okunma : 0
Toplam Tekil Okunma : 314